Kaybedeni olmayan bir çözüm yöntemi…..
Kazan Kazan ilkesi……
Dostane çözüm yolu……
Barışı, helalleşmeyi hedefleyen bir kültür……
Dostane bir çözüm yöntemi olan arabuluculuk, ülkemizde kabul görmüş yeni bir hukuk sistemidir. Aralarında uyuşmazlık olan tarafların mahkemeye gitmek yerine bağımsız tarafsız 3. Bir kişi olan arabulucuya giderek çözümü kendilerinin bulmasını hedefleyen bir yöntemdir. Taraflardan biri veya her ikisi tarafından belirlenen arabulucunun sistematik teknikler uygulayarak tarafların aralarındaki uyuşmazlığı kolay, ucuz, az zamanda ve husumet içine girmeden barış-helalleşme kültürü ile çözümlenmesidir.
Alternatif çözüm yöntemlerinden bir tanesi olan arabuluculuk ile hedeflenen yargının yükünün azaltılması ve toplumsal barışa katkı sağlanabilmesidir. Bireylerin mahkeme yolunu seçmeleri halinde hem kendilerine hem de topluma zarar verdiğini söyleyebiliriz. Ülkemizde adliyelerin büyük ve görkemli olması bir kazanç değil, bir kayıptır. Zira husumetler kişilerin konuşarak, anlaşarak çözebilecekleri kadar basit olmasına rağmen mahkeme yolu seçilmektedir. Uzun süren mahkeme, avukat ücreti, keşif-bilirkişi ücretleri ve derken maddi ve manevi bir zarar ortaya çıkmaktadır. Hâlbuki arabuluculuk yöntemini seçenler bu masrafları ödemeyecek ve uzun yıllar süren mahkeme sürecini belki de 1 günde bir haftada çözüme kavuşturabileceklerdir.
Peki bu çözüm yöntemi içinde yer alan Arabulucu kimdir?
Arabulucu; “Sistematik teknikler uygulayarak, görüşmek ve müzakerelerde bulunmak amacıyla tarafları bir araya getirerek onların birbirlerini anlamalarını ve bu suretle çözümlerini kendilerinin üretmesini ve aralarında iletişim sürecinin kurulmasını sağlamaya çağlayan tarafsız üçüncü kişidir.” Tanımdan da anlaşılacağı gibi, sistematik teknikler ile tarafların husumet içinde kalmalarının önüne geçilmektedir. Uyuşmazlığını çözüme kavuşturmak isteyen taraflar kararı kendileri verirler. Arabulucu, bu süreçte karar veren kişi değildir. Hatta taraflara herhangi bir çözüm de önermez. Taraflar uyuşmazlığı kendileri uzlaşarak çözerler. Arabulucu, tarafların aralarındaki asıl uyuşmazlığı ve menfaatlerini tespit ederek tarafların bu konularda tartışmalarını ve çözüm bulmalarını sağlamaya çalışır. Böylece taraflar birbirlerini anlar ve aslında amaçlarının yaşadıkları sıkıntıları çözmekten daha fazlası olmadığını fark edebilirler. Burada taraflar kendi çözümlerini kendileri üretirler ve bunu yaparken birbirlerini anlamaya çalışırlar. Böylece hâkimin vereceği karar yerine bağımsız ve tarafsız olan arabulucu önünde herkes kendi kararını verebilecektir. Arabuluculuğun en güzel tarafı ise, mahkemede konuşulamayan her şeyin burada gizlilik ilkesi çerçevesinde konuşulabilir olmasıdır.
Uyuşmazlığı olan ama mahkeme yolunu seçmeyip arabuluculuğu seçen (anlaşmayı konuşmayı isteyen) bir vatandaş uyuşmazlığının arabulucusunu da kendisi belirler. Arabuluculuk Daire Başkanlığı web sayfasında (www.adb.adalet.gov.tr ) yer alan güncel arabulucular listesinden herkes istediği arabulucuyu seçebilir.
Arabuluculuk müessesesini seçen biri arabulucuya mahkeme aşamasında gidebileceği gibi, mahkemeye veya tahkime başvurmadan önce de gidebilir. Çözüm bulunmazsa eğer, yargı yolu sona ermez ve yine mahkemeye gidilebilir. Tabi bu süre içerisinde herhangi bir hak kaybı yaşanmaması için, yasal düzenlemede zamanaşımı ve hak düşürücü sürelerin durduğunu da söylemeliyiz.
Bu sistemin sağlık hukukundaki karşılığı nedir? Nasıl uygulanabilir?
İnsan hayatının çok kıymetli olduğunu hepimizi bilmekteyiz. Maalesef ki tedavi süreci içerisinde bazen beklenmeyen komplikasyonlar gerçekleşebilmektedir. Bununla beraber, sağlık çalışanının (doktor, hemşire, hasta bakıcı v.d ) kusurlu veya kusursuz olarak meslek hataları sonucu mağduriyetler de gerçekleşebilir. Yaşanan sıkıntılar karşısında hasta veya hasta yakını içine düştüğü elem ve kederin karşılığını mahkemeye giderek çözüm bulmak isteyecektir. Böylece hekime, sağlık çalışanına, hastaneye karşı dava açmak arzusu içindedir. Yaşadığı sıkıntının maddi ve manevi karşılığını mahkemeden istemektedir. Çoğunlukla mahkemenin belirlediği meblağ yetersiz kabul edilip bir üst mahkeme olan Yargıtay’a gidilmektedir. Böylece yıllar süren ve sonuçları hiç kimseyi memnun etmeyen bir süreç doğmuş olur. Ortada gerçek manada kazanan yoktur. Hâlbuki arabuluculuğu seçen taraf daha kısa bir sürede konuşarak ve anlaşarak çözüme kavuşabilecektir. Arabuluculuk görüşmesi neticesinde elde ettiği belge yani arabuluculuk tutanağı ile, ilamlı hale gelen bir belgeye sahip olacaktır. Bu belge ile kısa sürede hakkını alabilecektir. Belgenin ilam niteliğini kazanması ancak ilgili mahkemeden icra edilebilirlik şerhi alarak mümkün olacaktır. Bu belgenin alınması için ödenecek miktar sadece maktu harçtır.
Ayrıca sağlık alanında en önemli hususlardan bir tanesi de gizliliktir. Ne hastane ne de sağlık çalışanı meydana gelen herhangi bir komlikasyonun duyulmasını istemez. İşte tam bu noktada devreye arabuluculuk girerse çözüme gizlilik içinde girilebilir. Yani arabuluculukta gizlilik çok önemlidir. Arabuluculuk müessesesini seçen bir sağlık çalışanı tam bu noktada kendisini koruyan ve mesleki itibarını zedelemeyen bir yöntemi de seçmiş olacaktır. Yine aynı şekilde hastanelerin hasta kaybetme korkusu olmadan, diğer hastalarca duyulmayacak ve basına dahi yansımayacak bir çözüm yolunu seçmiş olacaktır.
Gizliliğin bazı şartları vardır. Arabuluculukta arabulucu da dâhil olmak üzere her iki taraf da gizlilik ilkesine uymak zorundadır. Taraflardan birinin menfaatinin zedelenmesi 6 aya kadar hapis cezasına kadar gidilebilir. Gizlilik içinde çözüme kavuşturulan bir malpraktis durumu, hem hastane için hem de hekim için koruyucu bir durum olmuş olur. Beklenmeyen komplikasyonların sonuçları hasta ve hasta yakını için anlatılamayacak bir hal alırken bu durum mahkemede dahi çözüme zor kavuşan bir süreçtir. Böyle bir durumda arabuluculuğa gidilirse her iki tarafta kedini doğru ifade edebilme şansını yakalayabilir. Hasta neler hissettiğini anlatabilecekken, tedaviyi yapan taraf bu komplikasyonun neden olduğu durumları ve sonuçları hakkında yeterli bilgiyi hastaya gözlerinin içine bakarak anlatabilir. Bu durum mahkemede maalesef mümkün değildir. Yazılı beyanlar ve karşılıklı menfaatler doğrultusunda kanun çerçevesinde haklı haksız tespiti yapılır. Arabuluculuk da ise haklı haksız tespiti yerine tarafların neyi istedikleri ve ne hissettiklerinin doğru tespiti yapılarak, tek bir tarafın değil her iki tarafında anlaşması sağlanır.
Özel hukuk uyuşmazlıkları için geçerli olan arabuluculuk, sağlık hukukunda uygulama alanı cezai sorumluluk gerektiren durumlar hariç uygulama alanı bulur.
Sonuç olarak arabuluculuk kaybedeni olmayan bir çözüm yöntemidir. Hastaların hastane ve sağlık çalışanlarına olan güvenlerinin sarsılmaması için başvurulabilecek bir yoldur. Anlaşmanın olduğu, sağlıklı hayatlar için arabuluculuğu seçin ve destekleyin.
Avukat/Arabulucu/Öğretim Görevlisi
Yasemin GÜLLÜOĞLU ALTUN 703