Savunma Sanayii Başkanı İsmail Demir, Milli Muharip Uçak’ın piste çıktığı görüntüleri paylaştı.






Türk Havacılık Uzay Sanayii’nin, yüksek hayatta kalma kabiliyetine haiz, güçlü ve atik platformu MMU, sahip olduğu akıllı ve güçlü savaş kabiliyetleri ile tam bir savaşçı olarak tanımlanıyor.






VİDEO İZLE
























Şirket, bu çalışmaların ilk örneği olarak, orta sınıf insansız kara aracı Barkan’ı geliştirdi. Güvenlik güçlerinin talepleri doğrultusunda yeni yetenekler kazanan Barkan’ın yakın zamanda envantere girmesi bekleniyor.
HAVELSAN, bu çalışmanın devamı olarak bir süredir ağır sınıf insansız kara aracına yönelik çalışmalar yapıyor. Bu çalışmalar sonunda da ortaya Kapgan çıktı.


Kapgan, yüksek manevra kabiliyeti sağlayan tekerlekli yapısı ile her türlü hava ve arazi koşullarında, değişik görüş şartlarında üstün harekat kabiliyetine sahip olacak. Taktik sahada kullanılacak diğer faydalı yükler dışında gerekli görüldüğü durumlarda platform üzerinde yük taşınacak arayüzler bulunabilecek.


DRONELARLA İŞ BİRLİĞİ YAPACAK
Kapgan, 5 kilometre taktik veri linki, GSM ve uydu haberleşme altyapısı, 4 metre yükseltilebilir çevre gözetleme mastı ve yüksek teknoloji sensör sistemleri sayesinde çevreyi algılayarak gündüz/gece görüş ve faaliyet imkanı sunacak.


Karma/sürü dijital birlik görev icrasına uygun olarak geliştirilen Kapgan, asimetrik tehditlere karşı etkin çözüm, otomatik hedef takibi, yüksek hareket kabiliyeti sayesinde meskun mahal operasyonları, keşif, gözetleme, devriye ve taktik intikallerinde ihtiyaç duyulan desteği, temel görevleri ve en önemlisi dijital muharebe alanlarının gereksinimlerini karşılayacak.


Kapgan, yerli ve özgün yazılımları, modüler mimarisi sayesinde farklı ihtiyaçlara yönelik farklı boyutlarda ve farklı tiplerde çeşitli görevleri yerine getirebilecek operasyonel konfigürasyon imkanına da sahip olacak.
Ağır sınıf insansız kara aracı, 1400 kilogram ağırlığa, 600 kilogram faydalı yük kapasitesine sahip bulunuyor. Kapgan, saatte 25 kilometre hıza ulaşıyor, 6 saat operasyon gerçekleştirebiliyor. Kapgan, 5 kilometrenin üzerinde görüş hattı haberleşmesi, GSM haberleşmesi gibi yöntemlerle kumanda edilebiliyor.
Elektrikli motorlu araç, 0,5 metre engel aşma, 1,2 metre hendek geçişi gibi yeteneklerle operasyon gerçekleştiriyor.
















NATO’nun Portekizce resmi hesabından yapılan paylaşımda da insansız deniz araçlarının; filoların korunmasındaki önemine vurgu yapılarak, gelecekte çok daha önemli bir rolü olacağı yazıldı.








Gençer şöyle devam etti: “CANiK M2F ya da CANiK M2 QCB, her ikisinin de 2 bin metreye etkin menzili bulunmakta. Bu menzili yüksek teknoloji optik cihazlarla destekleyerek 6 bin metreye kadar artırabiliyorsunuz.”


Savunma Sanayii Başkanı Demir, Twitter hesabından yaptığı açıklamada, “Milli mühendislik çözümlerimizi güvenlik güçlerimizin hizmetine sunmaya devam ediyoruz. Keşif, gözetleme ve istihbarat amaçlı geliştirdiğimiz döner kanatlı milli gözcü İHA’mız TOGAN’ın ilk teslimatlarını gerçekleştirdik. Hayırlı olsun” ifadelerini kullandı.




TOGAN, 30x optik zoom seviyeli gündüz ve kızılötesi görüntü sistemleri ile gece ve gündüz efektif operasyon imkanı sunuyor. Platform, özgün otopilot ve bilgisayarlı görü yazılımları sayesinde otonom olarak hareketli hedef takibi gerçekleştirebiliyor. Gelişmiş bilgisayarlı görü algoritmaları sayesinde hedef tespit, tanıma, teşhis ve teknik analiz yapabilen TOGAN, görüntü kıymetlendirme çalışmalarında kullanıcıya kolaylık sağlıyor. Görev değişimi özelliğiyle bir TOGAN’ın bataryası belli seviyenin altına geldiğinde, diğeri otomatik olarak görevi devralabiliyor ve bu sayede kullanıcıya kesintisiz kullanım sağlıyor.






Twitter hesabından yaptığı paylaşımda, portatif hava savunma füze sistemi SUNGUR’un, platformlardan sonra tek er tarafından omuzdan atılan versiyonuyla da Mehmetçiğin hizmetinde olduğunu belirtti.








GÖKDOĞAN’IN TEST ATIŞI




STM500 denizaltısının ileri ve modern savaş sistemleriyle yapılacağını vurgulayan Demir, şunları kaydetti: “Milli denizaltı serüvenimizde tarihi adım. Türk mühendisleri tarafından tamamen milli imkanlarla tasarlanan STM500 denizaltısının üretim faaliyetine mukavim tekne test üretimiyle başlıyoruz. STM500 hem açık deniz hem de sığ sularda görev yapabilecek şekilde tasarlandı. Keşif gözetleme, özel kuvvetler harekatı, denizaltı harbi gibi taktik ihtiyaçlara cevap verecek donanımları bünyesinde barındıracak STM500, ileri ve modern savaş sistemleriyle donatılacak.”




ROKETSAN tesislerinde, ‘Çakır’ın tanıtımı için düzenlenen basın toplantısına, Cumhurbaşkanlığı Savunma Sanayii Başkanı İsmail Demir ve ROKETSAN Genel Müdürü Murat İkinci katıldı.
Toplantıda verilen bilgilere göre, deniz, kara ve hava platformlarından atılabilen seyir füzesi ‘Çakır’, son teknoloji özellikleri ve etkili harp başlığı ile yüksek hasar gücüne sahip.


ROKETSAN’ın öz kaynakları ile başlatılan yerli ve milli seyir füzesi ‘Çakır’ın tasarım çalışmaları devam ederken ilk test atışı yıl içinde ‘Akıncı’dan yapılacak, platform entegrasyonu ise 2023’te hedefleniyor.








ASELSAN, bir süredir üzerinde çalıştığı Göker ile atış testleri gerçekleştirdi. ASELSAN öz kaynaklarıyla yürütülen Göker 35 milimetre Çok Maksatlı Silah Sistemi’nin işletme testleri ve kabiliyet gösterim atışları, Milli Savunma Bakanlığı Karapınar Atış Alanı’nda tamamlandı.


Göker Sistemi, sabit tesis ve sınır bölgelerinde konuşlanmak üzere, güncel çok alçak irtifa hava ve kara savunma ihtiyaçlarına cevap verecek şekilde tasarlandı.
Sistem, “ATOM 35 milimetre Parçacıklı Mühimmat”ın güç çarpanı olarak kullanımıyla mini/mikro İHA, maket uçak, helikopter gibi hava hedeflerine karşı 4 kilometrenin üzerinde menzilde etkinlik sağlayacak. Kara hedeflerine karşı ise 5 kilometrenin üzerinde menzilde caydırıcılık sağlayacak sistem, geniş yükseliş ekseni kapsamasıyla özellikle dağlık alanlarda düşük alçalış açılarına atış imkanı verecek. Sistem, bu sayede hem kara hem de hava hedeflerine karşı yüksek başarımla sahada kullanım alanı sunacak.


ATIŞ TESTİNİN GÖRÜNTÜLERİ




Alınan bilgiye göre, MMU’da yaklaşık 20 bin parça bulunuyor ve bunların üretiminin 2022 sonuna kadar tamamlanması planlanıyor. MMU’nun ilk uçuşunu 2026’da yapması hedefleniyor.








Fedai’nin, kamikaze İHA/drone saldırılarını durdurmak amacıyla geliştirilen bir koruma sistemi olduğu ama ihtiyaç doğrultusunda ilerleyen dönemde aracının kendisinin de saldırı amacıyla kullanılabileceği belirtildi.


Harp başlığındaki 10 bin parçacıkla tehdidi avlayacak
Troy Teknoloji Savunma Müdürü Sait Ersoy Bereketlioğlu ise Fedai’nin harp başlığına ilişkin bilgiler verdi.
Buna göre, Fedai’nin harp başlığında yaklaşık 10 bin parçacık yer alıyor. 1 kilogram termobarik etkili PBX patlayıcı kullanılan harp başlığının toplam ağırlığı ise 2,5 kilogramı buluyor.
Fedai’nin etkili menzil yarı çapı 25 metre olarak öngörülürken, bu durum sahada test edildi. Kullanılan patlayıcı anti-materyal ve termobarik etkinlik sağlıyor. Bu nedenle hedef Fedai’den çıkan parçacıklardan kurtulsa bile basınç etkisiyle etkisiz hale getirilecek. Fedai’de kullanılan patlayıcı da proje için yerli ve milli olarak geliştirilip üretildi.




AA muhabirinin aldığı bilgiye göre, Türk Silahlı Kuvvetlerinin son yıllardaki saha tecrübelerine uygun olarak ileri teknolojiyle geliştirilen Altuğ 8×8 Zırhlı Muharebe Aracı’nın asimetrik savaş ortamlarında büyük avantaj sağlaması hedefleniyor. Altuğ 8×8 Zırhlı Muharebe Aracı (35 milimetre silah kuleli) ve Zırhlı Personel Taşıyıcı (12,7 milimetre silah kuleli) kendi sınıfında konvansiyonel ve asimetrik muharebe sahasının tüm ihtiyaçlarına cevap verebilecek şekilde tasarlandı.


Altuğ 8×8 serisi araçlarda yüzde 80’lere varan yüksek yerlilik oranı hedefleniyor. Araçların tüm versiyonlarda bulunan yerli ve milli aks donanımlarına ilave olarak 12,7 milimetre silah kuleli 8×8 ve 6×6 versiyonlarında yerli motor da kullanılacak şekilde çalışmalar sürdürülüyor














Savunma sanayisinde “içeride ürün satmadan, dışarıda satamazsınız” şeklinde bir yaklaşım olduğunu vurgulayan Kurt, FNSS olarak Pars 8×8 ve Pars 6×6 ile Türkiye’de hiçbir proje başlamadan Malezya ve Umman’da 1 milyar doları aşan ihracata ulaştıklarını belirtti.
Nail Kurt, “Tabi ürünün, TSK gibi repütasyon gücü çok yüksek bir ordu tarafından kullanılmasının büyük bir pazarlama etkisi var. Dolayısıyla bu araçlarda da bunun gerçekleşeceğine inanıyorum. Bir ihtiyaç çıktığında yurt dışında diğer rakiplerimize göre çok büyük avantajlarla gireceğiz. Nitekim şu anda 2 ülkede ciddi talep var özellikle Pars 4×4’e. O projeler gerçekleşmeye yakın olduğunda inşallah müjdeler vereceğiz. İki aracın ciddi ihracat başarılarına da imza atacağını düşünüyorum.” dedi.






60 merminin kesintisiz olarak hedefe gönderilmesine olanak veren şarjör, çatışma sırasında şarjör değiştirirken kaybedilen zamanı “sıfır”a indiriyor. Personelin taşıdığı şarjör sayısı azaltılarak rahat ve konforlu hareket etmesi sağlanıyor.


Kenarında bulunan pencereler sayesinde şarjörde kalan mermi miktarı her zaman kontrol edilebiliyor. Şarjör, 60 adet mermi dahil toplam 1 kilogram ağırlığında bulunuyor.


FNSS ile Cumhurbaşkanlığı Savunma Sanayii Başkanlığı (SSB) arasında imzalanan 6×6 Mayına Karşı Korumalı Araç (MKKA) Tedariki Projesi kapsamında geliştirilen Pars IV 6×6 Özel Operasyonlar Aracı, özel operasyonlara yönelik ateş kabiliyeti, el yapımı patlayıcıya (EYP) karşı etkin koruması, yüksek mayın ve balistik koruma içeren beka altyapısı, yeni teknoloji ürünü görev donanımları ile tasarlandı.


2019 yılında başlayan MKKA Projesi’nde, aracın mayın, EYP ve balistik testlerinin tamamı kullanıcıyla birlikte, FNSS tesislerinde, Türk Silahlı Kuvvetleri tatbikat sahaları ve uluslararası akredite test merkezlerinde gerçekleştirildi. Araç, beka standartlarında tanımlanan yüksek seviye mayın tehditlerinin yanı sıra EYP ve tüm yönlerden gelecek balistik tehditlere karşı test edildi.










Türk Silahlı Kuvvetlerinin yeni aracı, çok sayıda uluslararası katılımcının da yer alacağı IDEF 2021’de ilk kez sergilenecek.


Demir, “İnsansız deniz araçlarına sürü yeteneğinin kazandırılması, otonomi ve çeşitli görevlerin icrasını hedeflediğimiz Sürü İDA Projemizde ilk aşamayı tamamladık. Devamı gelecek.” dedi.


Proje için ASELSAN’ın Albatros insansız deniz aracı ailesine gelişmiş özellikleriyle Albatros-S katıldı.
Homojen ve heterojen dağıtık mimaride sürü oluşturulmasına imkan veren projede ASELSAN ve alt yüklenicileri tarafından yeni nesil yüksek manevra, denizcilik ve duruş kabiliyetli Albatros-S İDA geliştirildi. Proje kapsamında deniz ortamı için taktik örgüsel haberleşme yeteneği de oluşturuldu. Projede ilk aşama çalışmaları tamamlanırken farklı görev ve formasyonların deneneceği ikinci aşama faaliyetleri devam ediyor.


Sürü İDA, yerli ve milli özgün haberleşme sistemi, kontrol sistemi, çoklu haberleşme sistem mimarisi, GNSS ve haberleşme olmayan ortamda göreve devam edebilme gibi kabiliyetlerle çeşitli zorluk ve engellemelere karşı güvenle görevini sürdürebilecek.
İDA’lar, sürü halinde otonom seyir, otonom formasyon değişimi, engelli ortamda otonom seyir ve otonom görev icrası gibi özellikleriyle Mavi Vatan’ın korunması ve kıyı emniyetinde önemli operasyonel kabiliyetler sunacak.


Cumhurbaşkanlığı Savunma Sanayii Başkanı İsmail Demir, Twitter’dan yaptığı paylaşımda, “Bir silah sisteminde daha dışa bağımlılığı bitiriyor, yerli ve milli üretimle güvenlik güçlerimizin kullanımına sunuyoruz. Platformlar için 7,62 mm Makineli Tüfek PMT 7,62’nin ilk teslimatlarını Jandarma Genel Komutanlığına gerçekleştirdik. Hayırlı olsun, durmak yok, yola devam” ifadelerine yer verdi.












SUBÜ Teknoloji Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Yusuf Çay, moderatörlüğünde gerçekleşen etkinlikte konuşan Kotil, hedeflere ulaşmak için çok çalışmanın önemine değindi.
Kariyerindeki gelişmelerden bahseden Kotil, TUSAŞ’ın kuruluş amacını ve faaliyet alanlarını anlattı.
TUSAŞ bünyesinde yaklaşık 4 bin mühendisin çalıştığını söyleyen Kotil, 2028 itibarıyla bu sayının 10 bine çıkacağını, bunların çoğunun genç mühendislerden oluşacağını aktararak, “Bize gelecek arkadaşlardan tek istediğimiz, süper İngilizce’ye sahip olmaları. Kullandığımız tüm dokümanlar İngilizce. Önümüzdeki yıl son sınıf öğrencilerini okullarını bitirmeden işe alacağız.” dedi.


HAVELSAN Genel Müdür Yardımcısı Muhittin Solmaz, insansız sistemlere yönelik çalışmalarının yaklaşık 1,5-2 yıl öncesine uzandığını söyledi.








TEST ATIŞININ GÖRÜNTÜLERİ
Cumhurbaşkanlığı Savunma Sanayii Başkanı İsmail Demir, Twitter’dan yaptığı paylaşımda, Türk savunma sanayisinin kabiliyetlerini birleştirerek Mehmetçik’e sahada hızlı çözümler sunduğunu bildirdi.Demir, “BMC üretimi Vuran aracına entegre edilen 107 milimetre ÇNRA test atışında hedefi başarıyla vurdu. Tek sette 12 roket ateşleyen ÇNRA’lı Vuran TSK’nın emrinde.” ifadelerini kullandı.İsmail Demir, paylaşımında, sistemi geliştiren ROKETSAN ile Makina ve Kimya Endüstrisi Kurumunu da etiketledi.


Yerli ve milli savunma sanayi açısından “heyecan verici” olarak nitelenen SİDA, üstün yetenekleriyle dikkati çekiyor. Türkiye’nin deniz gücüne büyük katkı sağlaması planlanan SİDA, 400 kilometre seyir menzili, saatte 65 kilometre sürati, milli kriptolu haberleşme altyapısı, gündüz ve gece görüş kabiliyetine sahip.
Gelişmiş kompozit malzemeden üretilen SİDA, keşif, gözetleme ve istihbarat, su üstü harbi, asimetrik harp, silahlı eskort ve kuvvet koruma, stratejik tesis güvenliği gibi görevlerin icrasında karadan mobil araçlarla ve karargah komuta merkezinden veya yüzer platformlardan kullanılabilecek.


Testlerden başarıyla geçti
ARES Tersanesi Genel Müdürü Utku Alanç, AA muhabirine yaptığı açıklamada, geçen yıl üretim faaliyetlerine başladıklarını, prototipi tamamlayarak denize indirdiklerini ve yoğun test faaliyetlerine tabi tuttuklarını söyledi.
Uzaktan komutalı ya da otonom olarak hareket edebilen aracın test faaliyetlerini de başarılı şekilde tamamladığını aktaran Alanç, “Silahlı insansız deniz aracımız, prototip botuyla tamamıyla operasyona hazır. Simülasyon atışlarımız da gayet başarılı şekilde tamamlandı, önümüzdeki günlerde harp başlıklı gerçek füze atışlarıyla bu projeyi noktalamış olacağız.” diye konuştu.


TUSAŞ’tan yapılan açıklamaya göre, gündüz ile gece istihbarat, gözetleme, keşif ve taarruz görevlerini EO/IR, SAR ve SIGINT faydalı yükleri ve çeşitli havadan yere faydalı yüklerle icra eden, orta irtifa uzun havada kalışlı İnsansız Hava Aracı Sistemi AKSUNGUR, ilk kez attığı 340 kilo ağırlığındaki KGK-SİHA-82 ile 30 kilometre menzildeki hedefi başarıyla vurdu.
HABERE GİT


















Kullanıcıların farklı görev ihtiyaçlarına uygun olarak Cobra II, Cobra’ya kıyasla daha yüksek taşıma kapasitesine ve daha geniş bir iç hacme sahip olarak tasarlandı. Yüksek hareket kabiliyetine sahip Cobra II, tıpkı Cobra gibi farklı görevler için modüler bir yapı ile sunuldu.
Otokar, Cobra ile elde ettiği başarıyı ailenin yeni üyesi Cobra II ile pekiştirdi. Cobra II kısa sürede başarılı performansıyla kullanıcıların beğenisini kazandı; Türkiye’nin yanı sıra ihracat pazarlarında da tercih edilen bir araç oldu.


Yeni nesil mayına karşı korumalı bir araç olan Cobra II MRAP, kullanıcıların yüksek balistik ve mayın koruma ile yüksek taşıma beklentilerini bu sınıf araçlardan farklı bir hareket kabiliyetiyle sunuyor.
Riskli bölgelerde yüksek beka
Otokar’ın kara araçlarındaki 35 yıla yaklaşan tecrübesinin ve bilgi birikiminin yansıtıldığı Cobra II MRAP, riskli bölgelerde yüksek beka kabiliyeti sağlıyor. Mürettebata balistik, mayın ve el yapımı patlayıcı tehditlerine karşı üstün koruma sunuyor.
Cobra II MRAP, Cobra II ile benzer hareket ve konfor parametrelerini koruyarak söz konusu tehditlere karşı güvenli bir kullanım sağlıyor. Araç tabanındaki mayın kalkanı sayesinde üstün mayın koruması, yüksek modüler yapı ve servis edilebilirlikten kayıp yaşanmadan sunulabiliyor.


Cobra II MRAP’ta, 32 binden fazla aracı 35’ten fazla ülkede kullanılan Otokar’ın farklı arazi ve iklim koşullarında elde ettiği birikimin yansımaları bulunuyor.
Dünyadaki benzer mayına karşı korumalı araçlara kıyasla Cobra II MRAP, ağırlık merkezinin alçak olması sebebiyle sadece stabilize yollarda değil, arazide de üstün bir hareket kabiliyeti ve eşsiz bir yol tutuşu sunuyor. Cobra II MRAP’ın bağımsız süspansiyon sistemi, arazide üstün performans sağlıyor.
Araç, benzerlerine kıyasla daha düşük bir silüete sahip olduğu için daha az fark ediliyor.
Cobra II MRAP, tüm Otokar zırhlı araçları gibi modüler bir tasarıma sahip bulunuyor. Bu sayede farklı görevlere uygun bir platform olurken, kullanıcılara muharebe sahasında lojistik avantajlar sunuyor. Özel tasarımı, yüksek güvenilirlik, bakım ve onarım kolaylığı ve güç paketi, saha şartlarında bile komple ve hızlı montaj/demontaj yapılmasına imkan veriyor.
Modüler tasarımının yanı sıra sahip olduğu yüksek taşıma kapasitesi ve geniş iç hacim, Cobra II MRAP’a farklı silah sistemlerinin ve görev donanımlarının entegrasyonuna imkan veriyor.
Farklı yerleşim seçenekleri ile 11 kişiye kadar personel taşıma kapasitesine sahip araç, kullanıcı gereksinimlerine uygun olarak 3 veya 5 kapılı olarak yapılandırılabiliyor.












Bin 200 metreden uzun menzile sahip silahın ortalama ağırlığı ise 12 kilogram.


SİDA, 400 kilometre seyir menziline, saatte 65 kilometre sürate, gündüz/gece görüş kabiliyetine, milli kriptolu haberleşme altyapısına sahip ve gelişmiş kompozit malzemeden üretildi. SİDA, keşif, gözetleme ve istihbarat, su üstü harbi, asimetrik harp, silahlı eskort ve kuvvet koruma, stratejik tesis güvenliği gibi görevlerin icrasında karadan mobil araçlarla ve karargah komuta merkezinden veya yüzer platformlardan kullanılabilecek.






İnsansız deniz araçları alanında ARES Tersanesi ve Meteksan Savunma tarafından başlatılan projenin ilk fazı olan ve prototipi denize indirilen SİDA’nın ardından istihbarat toplama, mayın avlama, denizaltı savunma harbi, yangın söndürme ve insani yardım/tahliye amaçlı insansız deniz araçlarının da üretime hazır olacağı bildirildi.




Teslimatlar sürerken sahadan alınan geri bildirimlerle ekipmanların daha etkin kullanmasına yönelik çalışmalara devam edildi. Bu kapsamda MKEK tarafından tasarlanan hafifleştirilmiş Milli Piyade Tüfeği MPT-76-MH’nin kalifikasyonu tamamlandı. Yapılan çalışmalarla tüfeğin ağırlığı 400 gramdan fazla hafifledi. Böylece tüfeğin ağırlığı yaklaşık 3 kilo 750 gram oldu.


MPT-76, başlangıçta 4,2 kilogram ağırlığa sahip olarak geliştirildi. NATO standartları kapsamında soğuk, sıcak, kum, yağmur, çamur gibi ağırlaştırılmış ortamlarda 42 testi hatasız geçen MPT-76, eksi 40 ve 65 derecede, basınçlı su tehdidi altında ve balçıkta bile sorunsuz çalışıyor.


MPT-76, beslemesini 20 mermi kapasiteli şarjörden sağlıyor. 406 milimetre uzunluğunda namluya sahip silahın, 12 kademeli ayarlanabilir dipçik tam açık konumdayken uzunluğu 1000 milimetre oluyor.


Test atışlarını, Deniz Kuvvetleri Komutanı Oramiral Adnan Özbal ve Vali Erol Karaömeroğlu da izledi.


Savunma Sanayii Başkanı İsmail Demir de Twitter hesabı üzerinden atış denemelerine ait görüntüleri yayınladı.




İstanbul Fırkateyni, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın da katıldığı törenle suyla buluştu. Başkanlığın 2021 yılı savunma sanayi projeleri kapsamında inşası süren gemi denize indirildi.








ASİSGUARD tarafından özgün şekilde geliştirilen Songar’ın askeri kara aracına entegrasyonu da gerçekleştirildi. Otonom olarak insansız sürüş gerçekleştirebilen, gerektiğinde uzaktan kumanda edilebilen askeri kara aracına entegre edilen Songar, aracın üstün vuruş yeteneği kazanarak sahadaki başarısına katkı sunacak. Böylece kara aracına, güvenlik operasyonlarında hedefi önceden tespit ve imha etme konusunda önemli bir kabiliyet kazandırıldı.,


Songar’ın geliştirilmesinin ardından bir dizi çalışma yapıldı. Türk savunma sanayisinin yenilikçi sistemlerinden olan Songar’a otomatik makineli tüfekle bomba atar özelliklerinin eklenmesinden sonra TÜBİTAK SAGE’nin mühimmat sistemi Togan’ın entegrasyonu sağlandı. Böylece Songar, sahada daha güçlü ve maliyet etkin bir yapıya kavuşturuldu. Songar’ın kara aracına entegre edilmesiyle ürün geliştirme yol haritasında önemli bir aşama daha tamamlanmış oldu.




SSB’den yapılan yazılı açıklamaya göre, ROKETSAN’ın ana yükleniciliğinde geliştirilecek “ORKA” ile bu alandaki dışa bağımlılık sona erecek.


Projeyle Deniz Kuvvetleri Komutanlığının envanterinde bulunan ve envanterine alınabilecek su üstü platformlar ile deniz hava araçlarından denizaltılara karşı kullanılacak ORKA torpido silah sistemi, yerli ve milli olarak geliştirilecek.Hassas güdüm, navigasyon, gelişmiş arama ve hücum kabiliyetlerine sahip olacak ORKA, aldatma ve karıştırmaya karşı direnciyle hedef üstünde yüksek etkinlik sağlayacak.






















Hareket halindeki tank takımı, önce duran, ardından hareketli hedefleri ateş altına aldı. Hedeflerin tam isabetle imha edildiği atışları, OMTAS orta menzilli tanksavar silah sistemi ile yapılan atışlar izledi. Zırhlı hedeflere karşı etkin bir silah sistemi olan, yerli ve milli imkanlarla geliştirilen OMTAS da hedefleri imha etti.


Havan ve obüs bataryalarından yapılan atışların ardından faaliyet, “Dünyanın en iyi kundağı motorlu obüsü” olarak nitelendirilen yerli üretim Fırtına obüslerinin atışlarıyla sona erdi. Faaliyet, hedeflerin imhasının ardından Milli Savunma Bakanı Hulusi Akar’ın konuşması ve başarılı personelin ödüllendirilmesiyle sona erdi.










“ROKETSAN Balistik Koruma Merkezi (BKM) tarafından geliştirilen Tepkisel Reaktif Zırh (ERA), Yüksek Balistik Mukavemete Sahip Kafes Zırh ve Boşluklu Modüler Add-on Zırh ile birlikte, Türk Kara Kuvvetleri Komutanlığı envanterindeki Leopard 2A4 tanklarının pasif ve reaktif korunma seviyeleri artacak. Leopard 2A4 tankları, bu zırh iyileştirmesinin ardından Suriye ve Irak bölgelerindeki anti-tank tehditlerine karşı üstün mukavemete sahip olacak. Ayrıca yine Cumhurbaşkanlığı Savunma Sanayii Başkanlığı tarafından modernize edilen M60T tanklarına entegre edilen elektronik sistemler de Leopard 2A4 tanklarına entegre edilecek.




“İlk kez yerli bir ERA ve Add-on Zırh, tanklarımızda kullanıma alınıyor. ALTAY’ı saymıyorum çünkü o henüz aktif görevde değil. Ek olarak üretilen zırhların özellikleri de çok üst düzey ve gayet portatif. Yani muharebe esnasında, hasar gören kısım çabucak değiştirilecek şekilde. Bu çok kritik bir teknoloji. Belki dışarıdan tedarik ederdik ancak bu bize yüz milyonlarca dolara ve uzun bir süreye mal olurdu. Bizim ne boşa harcayacak paramız ne de zamanımız var. Boş harcanan para savunma sanayiine vurulan bir darbe; boşa giden zaman ise maalesef daha fazla şehit demek. Dolayısıyla Türkiye’nin bu süreci yerli ve milli imkanlarla yapabilmesi, işin hem maddi hem tedarik boyutunda hem de can güvenliği anlamında son derece önemli.”
























ASELSAN ile Cumhurbaşkanlığı Savunma Sanayi Başkanlığı arasında imzalanan silahlı sınıf insansız kara aracı temin sözleşmesi kapsamında, seri üretimine başlanacak silahlı insansız kara aracının uzaktan kumanda iletişim alt yapısı dahil tüm altyapı platformu Katmerciler tarafından geliştirildi.








Üç ton yüklü ağırlık kapasitesine sahip araç, kompakt ebatına rağmen üst sınıf zırhlı araçlarda bulunan bütün zorlu performans ve arazı testlerinin tamamını başarıyla yerine getirebiliyor.


Dragoneye Sistemi, Kara Kuvvetleri Komutanlığı tarafından özellikle sınır birliklerinde ve karakollarda yoğun ve etkin şekilde kullanılıyor.




AA muhabirinin edindiği bilgiye göre, Türkiye’ye “kamikaze drone” olarak bilinen vurucu insansız hava araçlarını (İHA) kazandıran STM Savunma Teknolojileri Mühendislik ve Ticaret AŞ, bu alandaki ürün çeşitliliğini ve araçların yeteneklerini artırmaya yönelik çalışmalar yürütüyor. Ağırlığı 2 kilogramın altındaki Alpagu’ya dünyada benzer niteliklerde yalnızca 2 platform bulunuyor.


Zorlu bir geliştirme sürecini başarıyla tamamlayan STM, sahada yoğun testlere devam ediyor. Lançerden fırlatma, uçuş, hedefe ulaşma ve etkisiz hale getirme kabiliyetleri test edilen ve iyileştirilen Alpagu, oldukça başarılı sonuçlara ulaştı. Nihai testlerin çok kısa sürede sona ermesi ve yıl sonuna doğru Alpagu’nun Türk Silahlı Kuvvetlerinin kullanımına sunulması hedefleniyor.
Alpagu, sahip olduğu üstün kabiliyetler yanında, sürü olarak kullanılabilme yeteneği, farklı platformlara entegre olabilmesi gibi özelliklerle dünyada çok az muadili bulunan rakiplerinden ayrışıyor.


SARB-83’ün ilklere imza atarak testi geçtiğini vurgulayan Varank, şunları kaydetti: “Türkiye’de ilk kez ardışık delici teknolojisine sahip canlı mühimmat test edildi. HABRAS altyapısı sayesinde, gizli mühimmat projelerinin düşük maliyetlerle kısa sürede test edilebilmesi artık mümkün.”


Bakan Varank törende yaptığı açıklamada “TJ300 adlı turbo jet motorun ateşlemesini gerçekleştirdik. Bu motorlar orta menzilli gemisavar füzelerinde kullanılmak üzere tasarlandı” dedi.


Sistem, saniyeler içinde yeterli itkiye ulaşacak şekilde geliştirildi. Milli tasarım füze motorunun marşa (başlatıcı sistem) ihtiyaç olmadan kanat altı rüzgarı ile çalışma özelliği mevcut.
Füze motoru, boyutlarındaki zorlayıcı kısıtlar nedeniyle hava, deniz ve kara savunma sistemlerine uyacak şekilde tasarlandı.


Savunma Sanayii Başkanlığının açtığı “bomba atar” ihalesine katılan firma, ihtiyacın 8 bin adedini üretmek için anlaşma yaptı.


Firmanın yöneticisi Ömer Akdaş, yaptığı açıklamada, son yıllarda yaptıkları çalışmalarla savunma sanayisinin önemli tedarikçilerinden biri haline geldiklerini söyledi.
Güvenlik güçlerinin bomba atar ihtiyacının karşılanması için SSB’nin düzenlediği ihaleye katıldıklarını anlatan Akdaş, Kara Kuvvetleri Komutanlığında Mehmetçik’in kullanımı için AK40-GL bomba atarı ürettiklerini dile getirdi.






Türkiye’nin ilk Milli Ana Muharebe Tankı Altay’ın tasarımında, Türk Silahlı Kuvvetleri’nin gerçekleştirebileceği her türlü harekat şartları ve katılım sağlayacağı BM/NATO harekatlarının ihtiyaçları göz önünde bulunduruldu.
Altay, Türkiye’nin geliştirdiği 3+ nesil ana muharebe tankıdır.
























Yüzde 60 eğilimli yerlerden tırmanabiliyor. Uzaktan kontrol edilebiliyor. Menfez geçişi bulunuyor. Merdiven çıkabiliyor. Alternatif silah modülü bulunuyor. Keşif ve gözetleme modülüne sahip.Sudan geçebiliyor.


Türk Silahlı Kuvvetleri, Çok Maksatlı Amfibi Hücum Gemisi (LHD) TCG Anadolu Projesi ile anavatandan uzak coğrafyalarda, insani yardım harekatından muharip olmayanların tahliyesine, arzu edilen bir bölgede kara harekatı icra edilebilmesinden başka ülkelerin üslerine bağımlı olmadan hava harekatı yapabilme imkanına kadar uzanan geniş bir yelpazede önemli yetenekler kazanacak.










Bir süredir lazer silahı teknolojileriyle ilgili araştırma ve geliştirme çalışması yürüttüklerini anlatan Yeniay, Geliştirdikleri Tüfeğe Monte Lazer Sistemi ile Milli Piyade Tüfeği – MPT76’ya lazer silahı işlevini de kazandırdıklarını söyleyen Yeniay, şu bilgileri verdi:






FNSS üst yöneticisi Nail Kurt, 14. Uluslararası Savunma Sanayii Fuarı’nda (IDEF 2019) bulunan FNSS standında gerçekleştirilen lansmanda ZAHA gibi araçları az sayıda ülkenin üretebildiğini söyledi.


Nail Kurt, “Belirlenen ihtiyaçlar çerçevesinde Savunma Sanayii Başkanlığı ve FNSS arasında imzalanan ZAHA projesi kapsamında tasarım ve üretim yapılacak. Bu sözleşme kapsamında 27 adet araç teslim edilecek, bu araçlardan 23’ü personel taşıyıcı, 2 âdeti adet komuta kontrol, 2 adeti de kurtarma aracı. Sözleşme şartları gereği teslimatlar 2021’de başlayacak 2022’de tamamlanacak.” dedi.
Aracın testlerinin gelecek sene tamamlanacağının altını çizen Kurt, istekler gereği 15 deniz miline kadar denizde hareket kabiliyeti olduğunu dile getirdi.


Bu aracın NATO’da sadece bir ülkede olduğunun altını çizen Kurt, “Başka bir projeden uyarlanmış bir araç değil. Mayın ve balistik koruması, personel taşıma kapasitesi, kara ve deniz harekatında diğer rakiplerinden daha üstün bir araç.” diye konuştu.
Cumhurbaşkanlığı Savunma Sanayii Başkan Yardımcısı Mustafa Şeker de, ZAHA gibi büyük projeleri program olarak gördüğünü ve bu tür projelerde birçok KOBİ’nin de katkısının olduğunu söyledi.


120 milimetre Lazer Güdümlü Füze Tanok, tanklar ve diğer yüksek kalibre namlulu silahlarda kullanılan geleneksel topçu mühimmatlarına alternatif olacak, yenilikçi bir seçenek olarak geliştirildi.


Modern muharebe sahasının ihtiyaçlarına; yüksek etkinlik, hassasiyet ve maliyet etkin bir çözüm sunmak üzere geliştirilen Tanok, mevcut tanklar tarafından kullanılmaya uygun bir mühimmat seçeneği sunuyor.


22 Şubat tarihinde TUSAŞ ile Savunma Sanayii Başkanlığı (SSB) arasında imzalanan anlaşma ile çalışmalarına başlanan helikopter böylece ilk kez tam olarak görülmüş olacak.








Airbus, Boeing, Lockheed Martin gibi havacılık devlerine parça ürettiklerini ve yılda yarım milyar dolar ihracat yaptıklarını belirten Kotil, bu yıl 2,6 milyar dolar ciro hedeflediklerini ve bunun büyük kısmını kendi ürünleriyle yapacaklarını bildirdi.






Otokar’ın zırhlı keşif ve silah platformu olarak tasarladığı Akrep II 4×4 yeni nesil zırhlı araç ailesi, düşük silueti ile orduların güncel ve gelecek ihtiyaçlarına cevap verebilmek için tasarlandı.


Güç üretim ve aktarma sistemleri, sensörler, bilgisayarlar, haberleşme ve hedefleme sistemlerinin tek bir sistemde entegre edildiği Akrep II, otonom araçlara doğru geçişi hızlandıracak bir altyapı sunuyor.




Yatağan, hafifliği ve hassasiyeti ile insansız kara, deniz ve mini insansız hava araçlarının da silahı olabilecek.


BMC’nin Sakarya Karasu Fabrikası’nın temel atma töreninde Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’a tanıtılan Amazon, monokok gövdesi ve özel V tabanıyla mayın, balistik ve el yapımı patlayıcılara karşı uluslararası standartlara koruma seviyesine sahip bulunuyor. Amazon, üstün koruma özellikleri ve geniş kullanım alanlarının yanı sıra kullanıcılarına yüksek manevra kabiliyeti sunuyor.




Elektronik Kontrollü Sürüş Sistemi’ne ve başta gerçek zamanlı haritalama ve yapay zeka ile çevre farkındalığı gibi teknolojilere sahip olan araç, tanımlı koşullar altında herhangi bir müdahale olmaksızın otonom sürüş gerçekleştirebilecek.


Araç, girilmesi zor ve tehlikeli yerlerde, silahlı kuvvetler için veya yardım amaçlı askeri ve sivil görevlerde risk olmaksızın kullanılabilecek.










Alınan bilgiye göre, Brezilya Kara Havacılık Komutanlığının Türk Havacılık ve Uzay Sanayii AŞ (TUSAŞ) tesislerinde gerçekleştirdiği Atak test ve değerlendirme faaliyeti sonrası, helikopterin Brezilya’da performans sergilemesi kararlaştırıldı.


Böylece, Sao Paulo’daki Forte Ricardo Kirk Kara Havacılık Komutanlığında 26 Mart ve Başkent’teki Brasilia Askeri İtfaiye Merkezi Operasyonel Havacılık Bölümünde 28 Mart’ta iki ayrı uçuş performansı sergilendi. Atak, aynı günün akşamı Türkiye’nin Brasilia Büyükelçiliği bahçesine indirildi.




Rio de Janeiro kentinin simgelerinden olan Kurtarıcı İsa heykeli etrafından da uçan Atak, performansıyla pilotların ve izleyicileri beğenisini kazandı.


Hisar-A’nın (alçak irtifa) 2021’de, Hisar-O’nun (orta irtifa) 2022’de silahlı kuvvetlere teslim edilmesi planlanıyor.


Milli Savunma Bakanlığı’nca hazırlanan metni okuyan Tanıtım Subayı Deniz Binbaşı Nadide Şebnem Aktop, yerli ve milli uzun menzilli hava ve füze savunma sistemi Siper için ilk adımın atıldığını söyledi


Baykar, son dönemde ülke içinde ve sınır ötesinde etkin olarak kullanılan ve 66 bin saat uçuş süresine ulaşan Bayraktar TB2 ile sahada edindiği deneyimleri sistemin geliştirilmesine yönelik kullanıyor. Baykar mühendislerinin bilfiil sahada yer alıp ortaya çıkan ihtiyaçlara anında müdahale etmesi aynı zamanda yeni çözümlere de kapı aralıyor.




















Hafif Sınıf İnsansız Kara Aracı kategorisinde yer alan, küçük boyut ve yarım kilogramın altında ağırlığa sahip TRobot, keşif-gözetleme kabiliyetleriyle dikkati çekiyor.


HayZek Savunma Müdürü Nazmi Türkeş, aracın mağara ya da kapalı alanlarda bomba, silah, tuzaklama olup olmadığının tespitinde kullanılabildiğini belirtti. Bu sayede güvenlik güçleri tehlike arz eden bölgelere girmeden durumu kontrol edebilecek.


Projeyle, yerli ve milli olarak geliştirilen X-Bant LNA (Low Noise Amplifier-Düşük Gürültülü Yükselteç) modülüne uzayda tarihçe kazandırılacak, seyir halindeki gemiler ile diğer kaynaklardan yayınlanan AIS (Automatic Identification System-Otomatik Tanımlama Sistemi) verileri toplanarak yer istasyonuna indirilecek. Bu amaçla Alçak Dünya Yörüngesi’nde görev yapacak bir küp uydu geliştirilecek.


MPT-55, Türk Silahlı Kuvvetlerinin (TSK) ihtiyacına binaen özgün, muharebe ortamında, gece ve gündüz, her türlü arazi ve hava şartlarında kullanılan, “gaz piston hareketli, döner başlı kilitlemeli sistem” ile çalışan bir tüfek olarak geliştirildi.


Özellikle meskun mahal çatışmalarında, komando birliklerinde kullanılabilecek etkili bir yeni nesil piyade tüfeği olarak şekillendirilen MPT-55, uzun (MPT-55) ve kısa namlulu (MPT-55K) olmak üzere iki tip tasarlandı.










Araç, 100 santimetrelik sudan geçebiliyor, 45 santimetrelik dik engelleri aşabiliyor, 100 santimetrelik hendeklerden geçebiliyor.


Araç, ASELSAN’ın Acar Kara Gözetleme Radarı, Şahingözü-OD Elektro-Optik Sensör Sistemi ve Seda (Yankı) Atış Yeri Tespit Sistemi ile etkin bir sınır güvenliği sağlayacak.


Baykar, mobil yer kontrol istasyonu için Türkiye’de sıfırdan geliştirilip üretilen ilk kamyon motoru olan ve Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı Ar-Ge desteği de alan Yeni Nesil Ecotorq’un (Ecotorq Euro 6 motor, 330 beygir) kullanıldığı Ford Otosan’a ait bir kamyon seçti.
Mobil yer istasyonuyla birlikte bu motor da ilk kez Türk Silahlı Kuvvetleri envanterine girdi.
Mobil yer istasyonu, Türkiye’nin ardından Bayraktar TB2’nin ilk kez ihraç edildiği Katar’da da kullanılacak.


Yer kontrol istasyonunun mobil hale getirilmesiyle İHA/SİHA sistemleri hareket kabiliyeti kazandı. Böylece istasyonlar, üslerdeki sabit pozisyonlarından farklı olarak ihtiyaç duyulan bölgelere hızla gönderilip görev icra edebilecek. Olası tehditlere karşı da yer değiştirme imkanına sahip olacak.
Kamyon kasasına entegre edilen şelter içinde yer alan yer kontrol istasyonundan İHA/SİHA ve üzerlerindeki faydalı yükler komuta kontrol edilebilecek, izlenebilecek.
Yer kontrol istasyonunda, İHA/SİHA’nın uçuşu sırasındaki kontrolünü, bilgi teminini ve araçlarla iletişimi sağlayan elektronik yazılım ve donanım bulunuyor.




Çalışmalar 155 beygir gücünde, 165 kilogram ağırlığında, 30 bin feet irtifada görev yapabilen bir motora yönelik olarak yürütüldü.
Yapılan modifikasyonla motorun yüksek irtifada verdiği güç ve elektrik güç üretimi artırılarak insansız hava aracında kullanımı sağlandı.






20 kilovatlık milli lazer silah ile 1.5 kilometre mesafedeki 3mm kalınlığında çelik hedefi tahrip edildi.
















Azami Yol Hızı: 70 km/sa
Yol Menzili: 450 km
Azami Meyil Tırmanma: %60
Azami Yan Meyil: %30
Dik Engel Aşma: 0,90 m
Hendek Aşma: 2,00 m


Transmisyon: Tam Otomatik
Mürettebat: 3 (Sürücü, Nişancı ve Komutan)
Ana Silah: 105 mm Top
İkincil Silah: 7,62 mm Eş Eksenli Makinalı Tüfek


Silahlandırılan Hürkuş-C uçağı için 3 farklı varyant üzerine geliştirme süreçleri devam ediyor. Buna göre, maliyet etkin ve takvim olarak teslimatı hızlı olabilecek varyantlara da kullanıcılarla çalışılıyor.


Uçağın Kahramankazan’da yapılan uçuşta kendini koruma özelliği başarıyla test edildi. Hürkuş, eğitim uçağı olma yanında artık silahları ve korunma sistemleriyle yakın hava desteği görevine de hazır hale gelmeye başladı.


Hürkuş-C serisinin son versiyon uçağı yaklaşık 5 ton ağırlığa sahip olacak ve 1,5 ton faydalı yükü taşıyabilecek.
Lazer işaretleme kabiliyetine sahip mesafe ölçerli kızıl ötesi çok bantlı kamerayla gündüz ve gece gözetleme yapılabilecek Hürkuş-C, gerektiğinde yerli füze ve bombalarla görev icra edebilecek. Hürkuş-C, 35 bin feet irtifa tavanıyla 6 saate kadar havada kalabilecek.


Hürkuş-C, geliştirmeler tamamlandığında kendi sınıfında dünyadaki benzer uçaklarla rekabet edebilecek ve maliyet etkinliğiyle pek çok ülkenin talep edeceği bir platform haline gelecek.


















Araç tüm operasyonel gereksinimlere cevap verecek şekilde kurgulanmıştır.
















































Alınan bilgiye göre, ASELSAN uzaktan komutalı silah sistemi ürün ailesinin en yeni üyesi NEFER, Kazakistan’ın zorlu kış koşullarında denendi.


Milli Savunma Bakanlığı da NEFER’in Kazakistan’daki testleri başarıyla geçtiğini resmi Twitter hesabından duyurdu.








Sistemde, ana silah olarak yüksek atım hızına sahip 35 milimetre top kullanılıyor. Söz konusu top Makina ve Kimya Endüstrisi Kurumu tarafından üretiliyor. KORHAN, herhangi bir dışa bağımlılık olmaksızın Türkiye’de üretilen 35 milimetre parçacıklı mühimmatı kullanma kabiliyetine sahip bulunuyor.




Cobra II Yük Taşıyıcı Zırhlı Araç, gelişmiş hareket kabiliyetinin yanı sıra operasyon bölgesinde görev yapan diğer araçlarla uyumlu yüksek koruma sağlayacak.
Yüksek taşıma kapasitesiyle dikkat çeken araç, 2,5 ton faydalı yük taşıma imkanı sunuyor.


Araç, yük taşıma amacının dışında farklı görevler de yerine getirebiliyor. Aracın kasasına monte edilen uçaksavar silahıyla hem yakın koruma hem de birlikte kendini savunabilecek ateş gücü sağlanıyor.
Aracın en büyük avantajını Cobra II ile aynı platform üzerinde geliştirilmiş olması oluşturuyor. Bu sayede envanterdeki diğer Cobra II’lerle birliklere standart yedek parça kullanımı kolaylığı sağlanıyor, düşük işletme ve bakım maliyeti sunuluyor.








Efes 2018 Tatbikatı çerçevesinde sergilenen ve şu ana dek oldukça başarılı sonuçlar alan uygulama, henüz sivil kullanıma açılmadı. Geçtiğimiz yıl bir dönem sivil kullanıma açılan ancak kısa bir süre sonra yayından kaldırılan uygulamanın yeni dönemde kullanıma açılması bekleniyor.




Anadolu Tersanesi’nin, yerli savunma sanayisinin önemli bir parçası olan TCG Bayraktar, 2014 yılında kızağa alındı ve 2017 Nisan ayında Deniz Kuvvetleri Komutanlığına teslim edildi.








TCG Bayraktar, ikmal yapmadan 30 gün denizde kalabiliyor ve 5 bin deniz milinden fazla yol alabiliyor. Bayraktar, 2 metrelik sığ sulara kapak atabiliyor. Gemide yerli üretim komuta kontrol sistemi ve stabilize makineli tüfek platformu ile pek çok elektronik ve silah sistemi yer alıyor. Bayraktar, geniş muhabere ve elektronik imkanlarıyla komuta kontrol, hareket ve lojistik görev fonksiyonlarına katkı sağlamanın yanı sıra gerektiğinde doğal afet yardım görevlerini de yerine getirebilecek kapasiteye sahip bulunuyor.


EFES-2018 Birleşik Müşterek Fiili Atışlı Tatbikatı’nda ilk kez kullanılan geminin görevi, bir tabur askeri 14 gün boyunca ikmal amaçlı muhafaza etme ve sahile intikal ettirmek oldu.












Kara Kuvvetleri Komutanlığının ihtiyacını karşılamak üzere geliştirilen Pars 4×4’ün lansmanı için sektörün dünyadaki en önemli fuarı olarak gösterilen Eurosatory seçildi.
Fuarda, Pars 4×4 STA’nın kalifikasyon testleri için üretilen 2 prototipinden biri sergileniyor. Eurosatory ziyaretçileri, FNSS standında, kalifikasyon testlerine hazır bir aracı yakından inceleme fırsatı buluyor. Proje kapsamında üretilen 2 prototip, üretici doğrulama testlerinin ardından gelecek aylarda kalifikasyon testlerine tabi tutulacak.


Aracın en dikkati çeken özelliğini, güç grubunun, aracın arkasında yer alması oluşturuyor. Bu yerleşim, soğutma ızgarası ve egzozunun da üst bölümde bulunmasıyla Pars 4×4’e, hiçbir hazırlık yapmadan suya giriş imkanı ve dolayısıyla sınıfının en üstün amfibi kabiliyetini kazandırıyor. Ayrıca Pars 4×4’ün, daha yüksek süratle manevra yapabilmesine de imkan sağlıyor. Ancak güç grubu arkada bulunan bir aracın sahip olabileceği tüm bu özellikler, Pars 4×4’ün, atış sonrası konumunu terk edip, tehlikeden hızlıca uzaklaşabilmesine olanak veriyor.


Geleneksel güvenlik önlemleriyle tespit edilmeleri çok güç olan “drone”ların, tüm dünyada düşman unsurlar veya teröristler tarafından istihbarat veya saldırı amaçlı kullanımı yaygınlaşıyor.
Meteksan Savunma, SDT ve Tamgör Elektronik, farklı alanlardaki uzmanlıklarını birleştirerek bu tür tehditlere karşı Kapan Drone Savar Sistemi’ni geliştirdi.


Efes 2018 Birleşik Müşterek Fiili Atışlı Tatbikatı’nda tanıtılan uygulama, Baykar Makina ve paydaşları tarafından geliştirildi.


Güvenlik ve performans testlerini başarıyla geçen Kuzgun, uçtan uca şifrelemeile görüntüleri askeri ağdan mobil internet ağına güvenli şekilde aktarabiliyor.
Sistem sayesinde bölgede bulunan askeri personel, İHA ve SİHA‘lardan gelen görüntüleri anlık olarak mobil cihazında görebilecek.


Elektromanyetik fırlatma konusunda 2014’ten bu yana çalışmalar yürüten ASELSAN, geçen yıl Uluslararası Savunma Sanayii Fuarı’nda (IDEF), Tufan Elektromanyetik Top Sistemi’ni tanıttı.
Saniyedeki hızı 2 bin-2 bin 500 metre, yani ses hızının 6 katından fazla olduğu belirtilen sistemle geçen sürede atış testleri gerçekleştirildi.


Savunma Sanayii Başkanı İsmail Demir’in de katıldığı testlerde, saniyede 3 bin metre namlu çıkış hızı sağlanarak rekor kırıldı. Bu değer, barut kullanan klasik silahların mermiyi atma hızının yaklaşık 3 katına karşılık geliyor.


Mühimmatın namludan yüksek hızla çıkması, klasik silahlara nazaran çok daha uzun menzillere atış yapılabilmesi anlamına geliyor. Türkiye’de geliştirilecek akıllı mühimmatlar ile birlikte “railgun” sistemleri hem uzun menzilli kara topçu silahı hem de çok etkili bir hava savunma silahı olarak kullanılabilecek.


Türkiye, elektromanyetik fırlatma sistemleri konusunda yürütülen çalışmalar sayesinde birçok yeni teknolojikazanacak.


ASELSAN, bu alanda geliştireceği ürünlerle dünyanın önde gelen üreticilerinden birisi haline gelmeyi hedefliyor.


Bilkent Üniversitesi bünyesinde bu ihtiyaçlardan yola çıkılarak, Dikey Atış Sistemi’nin prototipinin tasarlanması, geliştirilmesi ve üretilmesine çalışıldı. Bu konuda kapsamlı literatür çalışması gerçekleştirildi. Proje ekibi, mevcut ürünlerdeki sınırlılıkları ortadan kaldırmaya ve ROKETSAN’ın belirttiği gereksinimler doğrultusunda tasarımı şekillendirdi.


Sistem, yatay eksende 360 derece hareket edebiliyor ve çok sayıda tur atabiliyor. Tüm hareketler ateşlemeye gereksinim olmaksızın mekanik olarak gerçekleştiriliyor. Roketatarın 6 namlusu da bağımsız olarak dikey eksende 90 derece görev yapabiliyor. Komutlar sisteme, araç bilgisayarından bir arayüz üzerinden gönderiliyor.


Sistem sayesinde aynı operasyonda farklı tipteki hedeflere farklı mühimmatlar kullanılması mümkün olabilecek.
Ağırlığı 60 kilogram olan sistem, yatay ve dikey eksende saniyede 20 derece hareket edebiliyor. Sistem, yüksek hareket olanaklarıyla geniş bir alanda hedeflemeye olanak veriyor. Dikey Atış Sistemi, hem kara hem de deniz platformlarında kullanılabilecek.


Alınan bilgiye göre, motorun kalbini oluşturan çekirdek motorun ön prototip imalatının tamamlanması ve ilk ateşlemenin başarıyla gerçekleştirilmesi sonrasında proje yoğun şekilde sürdürülüyor.






Geliştirme çalışmaları kapsamında 500 saat uçuş testi yapılan ve zorlu çevre şartlarına uygun kalifikasyon testleri başarıyla gerçekleştirilen Cats, kabulle birlikte operasyon sahasında kullanılmaya başlandı.




Denizaltılar ve gemiler için torpido tehdidine karşı en etkin savunma, soft-kill (işlevsel imha) ve hard-kill (fiziksel imha) yöntemlerinin birlikte kullanılmasıyla sağlanıyor.
ASELSAN, bu teknolojilerin geliştirilmesine yönelik bir süredir çalışma yürütüyor.


Tork, Türkiye’de ilk defa milli olarak geliştirilen sonar arayıcı başlığıyla gerçekleştirilen deniz testlerini başarıyla tamamladı.
Testler kapsamında Tork, su üstü hedeflerini sonar arayıcı başlığıyla tespit edip kendi güdümüyle hedeflere başarılı şekilde yöneldi. Türkiye’de ilk defa gerçekleştirilen bu testlerle torpido ve torpido karşı tedbir alanında kritik bir eşik daha geçildi.


Tork, gemilere ve denizaltılara karşı atılacak akustik güdümlü/güdümsüz, tel güdümlü ve dümen suyuna güdümlü torpidoları sonar arayıcı başlığıyla bulabilecek ve gelişmiş algoritmalarıyla torpidoya en yakın mesafede infilak ederek görev yapamaz hale getirecek bir fiziksel imha (Hard-Kill) tedbiri olarak geliştirildi.
















PİRİ-KATS, hizmete girdiğinde Türk Silahlı Kuvvetlerinin en büyük platformu olacak Çok Maksatlı Amfibi Hücum Gemisi TCG Anadolu’nun liman ve seyir durumunda tehdit tespiti ve takibi için en önemli sistemlerinden birini oluşturacak.
PİRİ-KATS, deniz platformları için pasif olarak hava ve deniz araçlarını ve füzeleri tespit ve takip etmek amacıyla yüksek performanslı bir kızılötesi arama takip sistemi olarak geliştirildi. Sistem, sürekli bakan sensörleri sayesinde tehditlere karşı aralıksız koruma sağlıyor. PİRİ-KATS, eşzamanlı Çift-Band IR Görüntüleme özelliği sayesinde her hava ve tüm ışık koşullarında, büyük yükseliş görüş alanıyla da tüm tehditlere karşı tam koruma ve uyarı sistemi görevi görüyor.


PİRİ-KATS, 120 derecelik görüntünün dış pencereler yardımıyla toplanıp, optik yollar yardımıyla detektöre ulaştırıldığı Sensör Birimi, bu birimin en zorlu deniz koşullarında bile tespit ve takip yapabilmesi için kullanılan Stabilizasyon Birimi ve sayısal hale çevrilen görüntünün işlendiği tespit ve takip işlevlerinin yerine getirildiği Elektronik Birim olmak üzere 3 ana birimden oluşuyor.
Gemiye yerleştirilen 3 sensörle 360 derece kapsama sağlayan sistem, panoramik olarak yarattığı görüntüyle farklı deniz koşullarında kullanıcıya pasif şekilde tespit ve takip imkanı veriyor.


Sistem, entegrasyon, devreye alma, liman ve deniz kabul testlerinin tamamlanmasıyla Deniz Kuvvetleri Komutanlığına teslimi planlanan TCG Anadolu ile envantere kazandırılacak. PİRİ-KATS’ın Barbaros Sınıfı Firkateynlerin Yarı Ömür Modernizasyonu Projesi ve İ-Sınıfı Firkateyn (MİLGEM-5) Projesi kapsamında da teslimi planlanıyor.




Post Views: 85