Özel hastanelerin kuruluşundaki ana faktörleri genel olarak değerlendirdiğimizde, personelin etkinliği, sermayenin ve tecrübenin etkinliğinden çok daha üstündür diyebiliriz. Personel tarafından sunulan hizmetin eksiksiz sunulabilmesi; büyük ölçüde yüksek performanslı iş kalitesinin ortaya konmasına, motivasyonu ve sosyal kişilik özellikleri tam, kalifiye personellerin bulunmasına bağlıdır. Güç, basit anlamda “insanın bir şeyi yapabilme yeteneğidir”. Yönetsel anlamda ise “işleri halletme, kaynakları harekete geçirme, bir insanın ulaşmaya çalıştığı hedefleri için gerek duyduğu ne varsa elde etme ve kullanma yeterliliğidir”. Güç her organizasyonun temel unsurlarından biridir. Güç olmadıkça ne organizasyon ne de düzen olabilir” demektir.
Gücün işletmelerde, insan davranışlarının, insanlar arası ilişki ve iletişimin, özellikle de yöneten-yönetilen boyutunun tüm düzeylerinde hesaba katılması gereken bir dinamik olduğunun kabul edilmesi gerekir. Güç vasıtasıyla hareket eden ya da güç yoluyla işleyen işletmelerde, gücü en iyi anlaması ve kullanması gereken kişilerin başında yöneticiler gelmektedir. Yönetici son derece dinamik, çok boyutlu ve örtülü olan gücü, etkili ve başarılı bir şekilde kullanmak zorundadır. Gücün etkili ve başarılı kullanılmasın ise alışılmışın aksine, yöneticinin çalışanlara zorluklar ve mecburiyetler çıkarması değil, çalışanlara fırsatlar sunarak onları en üst düzeyde harekete geçirmesidir. Sonuç olarak yönetici gücü, etkili ve başarılı bir şekilde kullanmayı bilmelidir. Çünkü, yöneticinin gücünü başarısız bir şekilde kullanması ile ilgili her durum, kişisel ve organizasyonel gücün azalmasına, başarılı bir şekilde kullanılması ise söz konusu güçlerin gelişimine neden olacaktır.
Hemovijilans Hemşiresi
Seda KARANLI