Çocuk vücudu, büyüme sırasında protein, karbonhidrat, yağ ve vitaminlere ek olarak birçok eser elementte kullanmaktadır. Doğada bulunan demir, vücudun dışarıdan alması gereken en önemli eser elementlerden biridir. Demir (Fe) kas yapısındaki myoglobulin içinde ve kanın içindeki eritrosit adını verdiğimiz kırmızı kan hücreleri içinde yer alır. Fe eritrosit içinde bazı moleküller ile birleşerek Hem adını verdiğimiz bir molekülü oluşturur. Hem molekülü protein yapısındaki globulin ile birleşerek Hemoglobin molekülünü oluşturur. Hemoglobin eritrosit yapısı içinde yer alır ve temel görevi oksijen taşımaktır. Bu nedenle büyümenin en hızlı olduğu süt çocukluğu döneminde çocuklar beslenme ile yeterince demir alamaz ise kas gelişimi ve kan üretimi etkileneceğinden birçok farklı semptom gelişir. Büyümede duraksama, solukluk, halsizlik, çabuk yorulma, iştahsızlık en sık gördüğümüz bulgulardır. Yaş grubu daha büyük çocuklarda çarpıntı hissi, okula isteksizlik, öğrenme güçlükleri, okul başarısında düşme ve ileri olgularda tansiyon düşüklükleri ve kalp yetmezliği gelişebilir. Özellikle hızlı büyümenin tekrar başladığı, kız çocuklarının menstruasyon nedeni ile kan kayıplarının geliştiği ergenlik döneminde de demir eksikliği ve buna bağlı kansızlık ciddi oranlarda gözlenmektedir. Bu dönemde de önceki bulgulara ek olarak dikkat ve konsantrasyon eksikliklerine yol açabilmektedir.
Demir eksikliği gelişmesini önlemek için çocukların hızlı büyüme dönemleri olan sütçocukluğu (ilk 24 ay) ve ergenlik dönemlerinde demirden zengin gıdalar ile beslenmeleri uygundur. Kırmızı et, süt ve süt ürünleri, yumurta, bakliyatlar demirden zengin gıdalardır. Bu özellikli dönemlerde günde bir öğün kırmızı et içeren beslenme tarzını korumak gereklidir. Kırmızı etten hazırlanmış köfte, döner, kıymalı pide yada poğaça, şiş, pirzola gibi ürünleri içeren beslenme şekli uygulanmalıdır. Tavuk yada balık eti proteinden zengin, ancak demirden fakir, bu besinlere ek olarak tüketilmesi gereken gıdalardır. Süt çocukluğu döneminde bir yaş sonrası inek sütü tüketiminin 500 ml’yi geçmemesi önerilmektedir.
Demir eksikliği ve anemisi saptanan çocuklarda demirden zengin beslenme tek başına yeterli olamayacağından, mutlaka hekim kontrolünde demir içeren ilaçlara ek olarak demirden zengin beslenme önerilir. Demir ilaçlarının dişleri siyaha boyayabileceği, gaita rengini koyulaştırabileceği ve duyarlı çocuklarda hafif karın ağrısı gibi gastrointestinal sistemi ilgilendiren şikayetler oluşturabilceği akılda tutulmalıdır.
Sağlık bakanlığı, aile hekimleri aracılığı ile birinci basamakta tüm bebekler 4-6 aydan sonra demir içeren damlalar ile korunma tedavisi uygulamaktadır. Ancak ikinci ve üçüncü basamak sağlık hizmetlerine baktığımızda demir eksikliği ve anemisi önceki dönemlere göre azalmakla birlikte halen istenen oranlara ulaşılamamıştır. Bu nedenle demir ile korunma tedavileri konusunda tekrar düşünülmelidir. Demir korunma tedavisinin basın ve sosyal medya aracılığı ile farkındalık yaratılması, demirden zengin ekmek tüketimi, demir ilaçlarının daha kolay kullanılır formlarının geliştirilmesi gibi seçenekler gözden geçirilmelidir.
Tüm bebeklere 1 yaş hatta mümkünse 2 yaşa kadar anne sütü verilmesi ve 4-6 aydan itibaren demir damlaları ile korunma tedavisi verilmesi tüm sağlık çalışanları tarafından çocuk sağlığı açısından vurgulanmalıdır.
Prof. Dr. Tunç FIŞGIN

